Çağdaş Sözlük

Kâide ~ قاعدة

Yeni Türkçe Kamus - Kâide ~ قاعدة maddesi. Sayfa: 577 - Sira: 17

Yeni Türkçe Kamus, 1928 yılında hazırlanmış Raif Necdet Kestelli Sözlüğü; Kâide maddesi. osmanlıcada Kâide ne demek, Kâide anlamı manası, Kâide osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Kâide hakkında bilgi. Arapça Kâide ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Kâide anlamı

Yeni Türkçe Kamus - قاعدة Kâide ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Kâide ~ قاعدة güncel sözlüklerde anlamı:

KAiDE ::: Esas. Temel. Düstur. Nizam. Yol. Ayaklık. * Dip taraf. * Bir şeyin meydana gelmesine şart ve düstur olan husus. * Bir ilim ve fennin düsturlarından her biri. * Fık: Hayızdan ve çocuktan kesilmiş kadın.

kaide ::: ("ka" uzun okunur. al i. c. : kavâid) : 1) esas, temel. 2) usul, nizam, yol, * kural. 3) geo. taban. 4) ayaklık. 5) bot yaprakların köke bitiştiği yer.

kaide-i külliye ::: ("ka" uzun okunur.) : açık, sarih olan hükümler. [meselâ : "berâet-i zimmet asıldır"] , gibi.

kaide-i rabt ::: ("ka" uzun okunur) : bağlama kaidesi [cümleleri]

kaideten ::: ("ka" uzun okunur. a. zf.) : kaideye, kurala uygun olarak, (bkz. : usu len).

kaide ::: kural.

Kaide :::


  1. Kural
    Örnek: Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. H. Z. Uşaklıgil

  2. Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık

  3. Kalça.

  4. kural.

kāide ::: taban

kâideten ::: kural olarak , esas itibarıyla

kâide ::: kural , temel , esas , düstur , nizam , ayaklık

kâide ::: ‬kural

kâide ::: temel

kâide ::: esas

kâideten ::: ‬kural olarak

kâideten ::: esas itibarıyla

kaide ::: (

kaideten ::: (

Kaide ::: Kural; usul; ilke; prensip; esas; temel;yol; taban; ayaklık

Kaide ::: Kural; usul; ilke; prensip; esas; temel;yol; taban; ayaklık

kaide ::: düstur, kalça, kural, taban

kaide :::

kural; usul; ilke; prensip; esas; temel;yol; taban; ayaklık

KAİDE :::

Esas. Temel. Düstur. Nizam. Yol. Ayaklık. * Dip taraf. * Bir şeyin meydana gelmesine şart ve düstur olan husus. * Bir ilim ve fennin düsturlarından her biri. * Fık: Hayızdan ve çocuktan kesilmiş kadın