Çağdaş Sözlük

Mahsûs ~ محسوس

Yeni Türkçe Kamus - Mahsûs ~ محسوس maddesi. Sayfa: 699 - Sira: 21

Yeni Türkçe Kamus, 1928 yılında hazırlanmış Raif Necdet Kestelli Sözlüğü; Mahsûs maddesi. osmanlıcada Mahsûs ne demek, Mahsûs anlamı manası, Mahsûs osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Mahsûs hakkında bilgi. Arapça Mahsûs ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Mahsûs anlamı

Yeni Türkçe Kamus - محسوس Mahsûs ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Mahsûs ~ محسوس güncel sözlüklerde anlamı:

MAHSUS ::: Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan. * Aşikâr, belli, zâhir, meydanda.

MAHSUS ::: Ayrılmış, tâyin edilmiş. * Herkese âit olmayıp bazılara âit olmuş olan. Yalnız birine âid olan. Hususileşmiş. Müstakil. * Bile bile, istiyerek. * Yalandan, şakadan, lâtife olarak.

mahsûs ::: (a. s. hiss'den) : 1) hissedilen, beşduygu'dan biriyle duyulan, anlaşılan, duyulur. 2) belli, aşikâr, meydanda.

mahsus ::: hissedilmiş, birine ayrılmış, bile bile.

Mahsus :::


  1. Özgü
    Örnek: Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım... H. R. Gürpınar

  2. Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
    Örnek: Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz. N. Kemal

  3. Özel

  4. Özellikle.

  5. Bilerek, isteyerek, kasten
    Örnek: ... kapıyı mahsus açık bırakmıştı. A. İlhan

  6. Şaka olarak, şakadan.

  7. Duyulan, anlaşılan, hissedilen.

  8. Belli, ortada, aşikâr.

mahsûs ::: hususi , hissedilen , hissedilir , hissedilmiş , birine ayrılmış , bile bile

mahsus ::: ayrılmış

mahsus ::: ‬özgü

mahsus ::: ayrılmış

mahsus ::: bilerek

mahsûs ::: ‬hissedilen

mahsûs ::: hissedilir

mahsûs ::: (a. s. hiss'den) 1) hissedilen, beşduygu'dan biriyle duyulan, anlaşılan, duyulur. 2) belli, aşikâr, meydanda.

Mahsus ::: Özgü; özel; müstakil; özel olarak

Mahsus ::: Özgü; özel; müstakil; özel olarak

mahsus ::: aşikâr, belli, has, kasten, münhasır, özel, özellikle, özgü, şakadan

mahsus :::

özgü; özel; müstakil; özel olarak

MAHSUS :::

Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan. * Aşikâr, belli, zâhir, meydanda