velayet ~ ولايت
Yeni Türkçe Kamus - velayet ~ ولايت maddesi. Sayfa: 815 - Sira: 5

Yeni Türkçe Kamus, 1928 yılında hazırlanmış Raif Necdet Kestelli Sözlüğü; velayet maddesi. osmanlıcada velayet ne demek, velayet anlamı manası, velayet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte velayet hakkında bilgi. Arapça velayet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada velayet anlamı
Yeni Türkçe Kamus - ولايت velayet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
velayet ~ ولايت güncel sözlüklerde anlamı:
VELAYET ::: Veli olan kimsenin hali. Velilik, dervişlik. * Dostluk. * Sadakat. * Başkasına sözünü geçirmek. Bir şeye kudret cihetiyle bizzat mutasarrıf olmak. (Bak: Veli)
velayet ::: (a. i.) : 1) velilik, ermişlik. 2) velî ve ermiş olan kimsenin hâli ve sıfatı. 3) başkasına sözünü geçirme. 4) dostluk, sadâkat. 5) tas. Tanrı dostluğu. Şâh-ı velayet : Hz. Alî.
velâyet-i âmm ::: huk. [eskiden] umum mallara ve fertlere şâmil olan velayet, [yargıç ve vali mi-sillü devlet uzuvlarının velayetleri gibi!.
velâyet-i cerâim ::: huk. [eskideni halk arasında tahaddüs eden cürümler, cinayetler hakkında idarî, siyâsî bâzı zecrî tedbirler alınmasına mezuniyet ve salâhiyettir (*yetki) ki buna : "velâyet-i mezâlim" de denir.
velâyet-i gayr-i zâtiyye ::: huk. [eskiden] velînin zâtından çıkmayıp haricî bir muamele ile vücûda gelen velayet, [vekîl, vasî, mütevelli, -yargıç ve vâ-lînin velayetleri bu kabildendir]
velâyet-i hâssa ::: huk. [eskiden] husûsî mâhiyeti (*özel niteliği) hâiz olan velayet [babanın çocukları ve vasînin kasırlar ve mütevellinin vakıf malları üzerindeki velayeti aibi]
velâyet-i kaza ::: huk. [eskideni davacılar arasında şer'î usûlü dâiresinde hüküm ve teffîze me'zû-niyet ve yetki.
velâyet-i kısas ::: huk. [eskiden] kısas ettirmek hakkına mâlikiyet.
velâyet-i te'dib ::: huk. [eskiden] bir kimsenin başka bir kimseye karşı hâiz olduğu te'dip salâhiyeti.
velâyet-i zâtiyye ::: huk. [eskiden] velînin zâtından çıkan velayet, [babasının evlât üzerindeki velayeti gibi]
vilâyet ::: (a. i. c. : vilâyât) : 1) bir şeyi kudretle elde etme. 2) birine kefil olma. 3) dostluk, muhabbet, 4) il.
velâyet ::: velîlik, ermişlik.
velâyet ::: velilik , dostluk , veli olan kimsenin hali , dervişlik , sadakat , başkasına sözünü geçirmek
vilâyet ::: il
velâyet ::: velîlik
velâyet ::: dostluk
velâyet ::: otorite
Velayet ::: Ana ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki (kanundan doğan) eğitim ve terbiye hak ve yetkisi.
vilâyet ::: (a. i. c. : vilâyât) 1) bir şeyi kudretle elde etme. 2) birine kefil olma. 3) dostluk, muhabbet, 4) il.
Velayet ::: Ana ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki (kanundan doğan) eğitim ve terbiye hak ve yetkisi.
velayet :::
VELAYET :::