Çağdaş Sözlük

Tecelli ~ تجلی

Yeni Türkçe Kamus - Tecelli ~ تجلی maddesi. Sayfa: 204 - Sira: 6

Yeni Türkçe Kamus, 1928 yılında hazırlanmış Raif Necdet Kestelli Sözlüğü; Tecelli maddesi. osmanlıcada Tecelli ne demek, Tecelli anlamı manası, Tecelli osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Tecelli hakkında bilgi. Arapça Tecelli ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Tecelli anlamı

Yeni Türkçe Kamus - تجلی Tecelli ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Tecelli ~ تجلی güncel sözlüklerde anlamı:

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) : (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) : 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı : "setr"]

tecellî-i âsâr ::: tas. cismânî suretteki şahadet âlemi.

tecellî-i ef'âl ::: tas. Allah'ın fiillerinden bir fi'lin, kulun kalbine münkeşif olması.

tecellî-i esma ::: tas. Allah'ın esmâ-i hüsnâsından (Allah adlarından) bir ismin abdin kalbine münkeşif olması.

tecellî-i rahîmî ::: tas. Allah tarafından mü'minle-re, sıddîklere ifâza olunan kemâlât.

tecellî-i rahmani ::: tas. Allah tarafından mevcudata ifâza olunan vücut.

tecellî-i sıfat ::: tas. Allah'ın sıfatlarından bir sıfatın kulun kalbinde münkeşif olması.

tecellî-i sıfâtî ::: tas. mebdei, zâtten temeyyüz ve taayyün edecek veçhile ilâhî sıfatlardan bir sıfatla vuku' bulan tecellî.

tecellî-i şuhûdi ::: tas. nur ismi ile müsemmâ (adlanmış) olan vücûdun zuhuru.

tecellî-i zatî ::: tas. hiçbir sıfat îtibar etmeksizin mebde-i zât olan tecellî.

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) : (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) : 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı : "setr"]

tecellî-i âsâr ::: tas. cismânî suretteki şahadet âlemi.

tecellî-i ef'âl ::: tas. Allah'ın fiillerinden bir fi'lin, kulun kalbine münkeşif olması.

tecellî-i esma ::: tas. Allah'ın esmâ-i hüsnâsından (Allah adlarından) bir ismin abdin kalbine münkeşif olması.

tecellî-i rahîmî ::: tas. Allah tarafından mü'minle-re, sıddîklere ifâza olunan kemâlât.

tecellî-i rahmani ::: tas. Allah tarafından mevcudata ifâza olunan vücut.

tecellî-i sıfat ::: tas. Allah'ın sıfatlarından bir sıfatın kulun kalbinde münkeşif olması.

tecellî-i sıfâtî ::: tas. mebdei, zâtten temeyyüz ve taayyün edecek veçhile ilâhî sıfatlardan bir sıfatla vuku' bulan tecellî.

tecellî-i şuhûdi ::: tas. nur ismi ile müsemmâ (adlanmış) olan vücûdun zuhuru.

tecellî-i zatî ::: tas. hiçbir sıfat îtibar etmeksizin mebde-i zât olan tecellî.

tecellî ::: görünme, belirme.

TECELLi ::: Evliyâ herkes gibi, bir mezhebe tâbi olarak yükselmişlerdir. Ahkâm-ı İslâmiyye'ye yapışmak, bir ağaç dikmek gibidir. Evliyâya hâsıl olan ilimler, mârifetler, tecellîler keşfler, ve muhabbet-i zâtiyye bu ağacın meyveleri gibidir. (Rükneddîn-i Çeştî)

Zât-ı ilâhînin (Allahü teâlânın) tecellîsi bu dünyâda yalnız Muhammed aleyhisselâma nasîb oldu. Başkalarına ise âhirette nasîb olacağı bildirildi. (İmâm-ı Rabbânî)

Allahü teâlâ insanın kalbine tecellî eder. Fakat bu tecellî Allahü teâlânın sıfatlarının tecellîsidir. (Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî)

Tasavvufta keder ve ümidsizlik yoktur. Yalnız sevgi ve tecellîler vardır. (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî)

Tecelli ::: Bildirme, görünme. Tasavvuf düşüncesine ve bu düşünüşü benimsemiş kimselere göre gördüğümüz her şey Tanrı'nın bir tecellisidir.

tecellî ::: görünme , ortaya çıkma

tecelli ::: görünme

tecellî ::: ‬görünme

tecellî ::: ortaya çıkma

tecellî ::: kader

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı :

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı :

tecelli ::: cilve, kader