Çağdaş Sözlük

mutlak ~ مطلق

Yeni Türkçe Kamus - mutlak ~ مطلق maddesi. Sayfa: 735 - Sira: 7

Yeni Türkçe Kamus, 1928 yılında hazırlanmış Raif Necdet Kestelli Sözlüğü; mutlak maddesi. osmanlıcada mutlak ne demek, mutlak anlamı manası, mutlak osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte mutlak hakkında bilgi. Arapça mutlak ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada mutlak anlamı

Yeni Türkçe Kamus - مطلق mutlak ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

mutlak ~ مطلق güncel sözlüklerde anlamı:

MUTLAK ::: Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest. * Kat'i. Şüphesiz. * Aslâ bir şarta bağlı olmayan. Yalnız, tek. (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size. Ey müttakî! Sen Cehennem'den felâh bulursun. Ey Arif! Sen Rızâ-yı İlâhîye nâil olursun. Ey âşık! Sen rü'yete mazhar olursun... Ve hâkezâ... İşte Kur'an, câmiiyyet-i lâfziyye cihetiyle kelâmdan, kelimeden, huruftan ve sükûttan her birisinin binler misâllerinden yalnız nümune olarak birer misal getirdik. Âyeti ve kıssatı bunlara kıyas edersin. S.)

mutlak ::: sınırlandırılmamış, salıverilmiş.

MUTLAK ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "... Köle âzâd etmektir." (Beled sûresi: 13) (Âyet-i kerîmedeki "köle" sözü mutlaktır. Çünkü müslim veya gayr-i müslim, teklik veya çokluk gibi herhangi bir şey ile kaydlanmamıştır. Yeminini bozan kimsenin keffârete gücü yetiyorsa, herhangi bir köle veya câriye âzâd eder, hürriyetine kavuşturur. Yâhut zekât alması câiz olan erkek veya kadın on fakiri bir gün sabahlı akşamlı olmak üzere iki defâ doyurur veya on fakire bu değerde kumaş, havlu, mendil, çorap, çamaşır gibi bir şey verir. Bu üçünden birini yapmayan fakir, üç gün ardarda oruç tutar. (İbn-i Âbidîn)

Mutlak :::


  1. Salt
    Örnek: Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. H. E. Adıvar

  2. Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık.

  3. Kesin olarak, mutlaka.

  4. saltık, salt. ~ butlân: çürüklük (Nichtigkeit, nullité) (karş. nisbî butlân).

mutlak ::: sınırsız , salıverilmiş

mutlak ::: ‬kesin

mutlak ::: bağımsız, kesin, kesinlikle, muhakkak, salt

MUTLAK :::

Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest. * Kat'i. Şüphesiz. * Aslâ bir şarta bağlı olmayan. Yalnız, tek. (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size. Ey müttakî! Sen Cehennem'den felâh bulursun. Ey Arif! Sen Rızâ-yı İlâhîye nâil olursun. Ey âşık! Sen rü'yete mazhar olursun... Ve hâkezâ... İşte Kur'an, câmiiyyet-i lâfziyye cihetiyle kelâmdan, kelimeden, huruftan ve sükûttan her birisinin binler misâllerinden yalnız nümune olarak birer misal getirdik