Çağdaş Sözlük

nifak ~ نفاق

Yeni Türkçe Kamus - nifak ~ نفاق maddesi. Sayfa: 797 - Sira: 10

Yeni Türkçe Kamus, 1928 yılında hazırlanmış Raif Necdet Kestelli Sözlüğü; nifak maddesi. osmanlıcada nifak ne demek, nifak anlamı manası, nifak osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte nifak hakkında bilgi. Arapça nifak ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada nifak anlamı

Yeni Türkçe Kamus - نفاق nifak ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

nifak ~ نفاق güncel sözlüklerde anlamı:

NiFAK ::: Müslüman gibi görünüp kâfir olmak. İki yüzlülük. * Bozuşukluk, ara açılmak. * Dinde riyâ etmek. * İhtiyaca sarf olunacak şeyler.

nifak ::: (a. i.) : münafıklık, iki yüzlülük, ara bozukluğu, bozuşukluk.

nifak ::: içi dışı başka olma, inanır görünüp inanmama.

NiFaK ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Bedevîler, küfür ve nifak bakımından hem daha beter, hem de Allahü teâlânın Resûlüne indirdiği sınırları tanımamaya daha lâyıktır (onlar buna daha müsâittirler). Allahü teâlâ, alîmdir, hakîmdir. (Tevbe sûresi: 97)

Kalbinde küfür olan kimsenin mü'min olduğunu söylemesi, dinde nifâk olur. Kalbinde düşmanlık olup, dostluk göstermek dünyâ nifâkı olur. Küfrün en kötüsü, dinde nifâk yapmaktır. (Muhammed Hâdimî)

2. Dışı içine uymayan, iki yüzlü.

Elleri, ayakları, başı belli olan düşükte gelen kan da nifâstır. Nifâs zamânının azı yoktur. Kan kesildiği zaman, gusül edip namaza başlar. En çok zamânı Hanefî mezhebine göre kırk gündür. Kırk gün tamam olunca, kan kesilmese de gusl edip namaza başlar. (İbn-i Âbidîn)

Nifâs günlerinde namaz, oruç, câmi içine girmek, Kur'ân-ı kerîm okumak ve tutmak, Kâbe'yi tavâf, cimâ' haram olur. Oruçları kazâ eder, namazları kazâ etmez. (İbn-i Âbidîn)

Nifak :::


  1. Geçimsizlik, anlaşmazlık, ara bozuculuk
    Örnek: Nifak unsurları her ikisinin iyi niyetlerinden yavaş yavaş, sinsi sinsi kendi çıkarlarına yararlanmasını bilecekti. Y. K. Karaosmanoğlu

nifâk ::: münafıklık , ikiyüzlülük

nifâk ::: ‬ikiyüzlülük

nifak ::: (a. i.) münafıklık, iki yüzlülük, ara bozukluğu, bozuşukluk.

NİFAK :::

Müslüman gibi görünüp kâfir olmak. İki yüzlülük. * Bozuşukluk, ara açılmak. * Dinde riyâ etmek. * İhtiyaca sarf olunacak şeyler